Bu video, orijinal YouTube API’si ile ilgili videonun farklı sitelerde paylaşımına izin verildiği için, burada yayınlanmaktadır. Videonun buradan izlenmesi, YouTube'daki izlenme adetlerinde sayılmaktadır. Varsa, videodaki videoiçi reklamlardan video sahipleri gelir elde edebilirler.
Videonun sahibi iseniz ve videonuzun burada yayınlanmasını istemiyorsanız, YouTube Video Panelinden ilgili videonun API paylaşımını kapatmanız halinde, videonuz yayından otomatik olarak kalkacaktır.
This video is published here with official YouTube API as it is allowed to be published. All views and in-video ad clicks are being counted for video owner. If you want this video to be removed from here, you can uncheck API allowance from YouTube video settings and it will be removed automatically.

Bela Mıknatısı-Jeon Jungkook ile Hayal Et ~16. Bölüm~{Sezon Finali}

30
Skip (8)
100 İzlenme
Published
Bela Mıknatısı~
{16. Bölüm-Sezon Finali}

Min Ji~

Bir hışımla kilide soktuğum anahtarı iki kere döndürerek içeri girdim. Her zamanki gibi televizyon izleyen Dong Hyun’u görünce yanına adımladım.

Koltuğu kaplayan bacaklarını iteleyerek yanına oturdum. Saçlarına uzanarak karıştırdığımda geldiğimi yeni farketmiş gibi bana dönerek elimi saçlarından ittirdi.

DH: Ne zaman geldin sen?

MJ: Az önce geldim. Sen başka hiçbir şey yapmaz mısın çocuk? Sürekli televizyon izliyorsun.

DH: Ne yapayım noona canım sıkılıyor.

Haklıydı. Ses çıkarmadım.

DH: Ama bir şey düşündüm. Yarın okula gitme. Annemleri ziyaret edelim.

Mükemmel bir fikirdi. Zeki kardeşim benim. Zaten okula gitmek de istemiyordum.

MJ: Gideriz bebeğim. Aç mısın?

Kafasını iki yana sallayıp kollarını açtı. Ben de bekletmeden sımsıkı sarıldım. Küçük olmasına rağmen olgunluğu gözlerimi yaşartıyordu.

İki yanağından da öperek yukarı çıktım. Ilık bir duştan sonra biraz ders çalışıp kendimi uykuya bıraktım.

***

Bahçesine girdiğim mezarlığı inceledim. Uzun zaman olmuştu. En son okulu yanlışlıkla yaktığım günün ertesi günü gelmiş ve başıma gelenleri aileme anlatmıştım.

Mezarlarının yanına geldiğimizde Dong Hyun elimi bırakarak önce annemin sonra da babamın mezar taşına sarıldı. Eğer bunu yaparsa, onların da bize sarılabileceğini ben söylemiştim, küçük kardeşime.

İstemsizce gözümden akan yaşı elimin tersiyle silip Dong Hyun’un yanına, mezarın mermerine oturdum.



Ailemizin yanında geçen üç buçuk saatin sonunda gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Dong Hyun hiç susmamış, Taeyong’dan izlediği çizgi filmlere kadar bir sürü boş konuşmuştu.

Pantolonumu temizleyerek anne ve babama veda eden Dong Hyun’un elinden tutup mezarlıktan çıktım.

DH: Onlarla konuşmak iyi hissettiriyor.

MJ: Evet, öyle.

DH: Bir daha ne zaman geleceğiz?

MJ: Bilmem, belki haftaya gelebiliriz.

DH: Tamam o zaman. Haftaya kadar beklemek zorundayım.

***

Ayakkabılarımı giyerek kapıyı üzerine kilitledim. Dün okula gitmek yerine ailemle vakit geçirmek çok iyi hissettirmişti. Bu yüzden bu gün Jongin’e çok bulaşmayacaktım. Yazık çocuğa, ikidir benden şiddet görüyordu.

Okulun bahçesine girmemle koluma dolanan bir kolla istifimi bozmadan yürümeye devam ettim.

MJ: Günaydın Jongin.

Ji: Bu ne keyif Min Ji hanım? Normalde kolumu kırarak uygun bir tarafıma tekme atman gerekmiyor muydu?

MJ: Sanırım bu fikri daha sonra değerlendireceğim. Bu gün keyfimi bozamazsın.

Jİ: Hm o zaman istediğimi yapabilir miyim?

Cevap vermek için ağzımı açacağım sırada saçımı çekip hızla yanımdan ayrılarak okula koşmaya başladı. Tabii ben de peşinden koşuyordum.

Sonunda sınıfa geldiğimizde üç-dört kişinin olduğu sınıfın kapısını kapatarak duvara yapışmış olan Jongin’in üzerine yürümeye başladım. Yüzümde sinsi bir ifade vardı.

MJ: Jongin Bey, şimdi nereye kaçacaksınız acaba?

Ji: Dur Min Ji! İstediğini yap dedin.

MJ: Öyle bir şey demedim. Önerdiğin fikri uygulayacağım sanırım.

Tam Jongin’in güzelim saçına yapışacağım sırada büyük bir gürültüyle sınıf kapısı açıldı.

Kısık sesle küfürler savururken içeri alt sınıflardan bir kız girdi.

Kız: Min Ji kim?

MJ: Benim? Bir sorun mu var?

Kız: Unnie, yüzme hocası seni kapalı havuzun orada beklediğini söyledi.

Yüzme hocası ne alakaydı ya? Yüzmekle uzaktan-yakından bir ilişkim yoktu ki benim. Önemli bir şey olabileceğini düşünüp ölümcül bakışlarımı Jongin’e gönderdim.

MJ: Seninle sonra görüşeceğiz.

Ji: İyi eğlenceler Min Ji.

Kızın arkasından okulun bodrum katının bir üstü olan yüzme salonuna indim.

Kızı arkamda bırakarak salona girdiğimde kimse yoktu. Soyunma odalarının olduğu tarafa ilerlerken arkamdan gelen kilit sesi tüm salonda yankılandı.

Soyunma odasından çıkan Jeon’u görmemle küçük çaplı bir şaşkınlık yaşadım. Adımlarım geri geri giderken o da her adımımın aksine bir adım yaklaşıyordu.

En sonunda havuzun kenarına geldiğimde durmak zorunda kaldım. Ama o durmamış burnumun dibine kadar girmişti.

Jk: Sana benimle uğraşmaman gerektiğini söylemediler sanırım.

MJ: Yok, söylediler ama nedenini merak ettim.

Jk: Nedenini uygulamalı olarak göstereceğim, çok eğleneceğiz.

Sol kaşıyla birlikte kıvrılan dudağının sol tarafı, içimde kötü şeyler olacağının habercisiydi.

Her şey saniyeler içinde gerçekleşti; omuzlarımdan hızlı bir şekilde havuzun ortasına kadar itilmem, Jeon’un kahkahası, çırpınışlarım, ciğerlerimdeki sıkışma ve yanma hissi, gözlerimin kayması ile bilincimi kaybedişim.

Bir sorun vardı, çok büyük bir sorun. Yüzmeyi bilmiyordum.

~

Merhaba arkadaşlar. Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir. Sezon Finali olması yazmayı bıraktığım anlamına gelmez. Sadece dinlenmeye ihtiyacım var. Ayrıca bu ara sürecinde yazmaya devam edeceğim ve bir sürü bölüm biriktireceğim.

Yeni sezonun gelmesini istiyorsanız “Sabitli Yorum”a bakın.

Sizleri seviyorum. Görüşmek üzere
Kategori
Videolar Çocuk Videoları Çizgifilm ve Animasyonlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.